Son zamanlarda halden çıkan domates ile pazarda satılan domates arasındaki fiyat farklılığının tartışmalarına da değinen Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, “Domatesi 1 liraya almış da 10 liraya satıyor böyle bir dünya olacağına ben inanmıyorum. Domatesin halden çıkışı şu anda 3 lira 20 kuruş. Halden komisyoncu alıyor. Ondan tüccar alıyor. Direkt pazara götürmüyor. Kendi ardiyesi var, oraya indiriyor. Ambalaj, işçilik, kağıdı, kutusu ne varsa yaptırıyor. Sonra kamyona yüklüyor, İstanbul’a götürüyor. Maliyet 1 lira 50 kuruş. Domates oldu 4 lira 70 kuruş. En az 50 kuruşta kar payı koyulacak ve tüketiciye gidecek. Benim görüşüm, aradaki son halka yani uçurum halkası pazarcıda ya da markette kopuyor. Hele ki market orada tekse daha fazla kar koyuyor. Antalya’da sel oluyor, fiyatlar hemen yükseliyor. Domates daha gitmedi bile nasıl zam oluyor. Fırsatçılar maalesef ki var” dedi.
“Zam aldı başını gidiyor”
Girdi maliyetlerinin arttığından yakınan Alp, “İp 120 TL iken, 320 TL oldu. Gübreyi 35 TL’ye alıyorduk, 80 TL’ye çıktı. Devlet müdahale etti. Sonra yüzde 15 aşağı indi fiyat. Dolar yüzde 40 arttı, bizim girdilerimiz yüzde 150 arttı. Böyle bir şey olabilir mi? Dolar iniyor ama girdiler inmiyor. Otomatik insin o zaman fiyatta. İlaçlar aldı başını gitti. Yüzde 100 artan ilaçlar var. Bu tarımın yapılması için devlet büyüklerimizin mutlaka duruma el atması ve bir çözüm bulunması lazım. Satan, alan, devleti ve üreticiler birbirini sahiplenmek zorundadır. Burada birazcık elimizi vicdanımıza koyacağız ve tarımı o şekilde yürüteceğiz” ifadelerine yer verdi.
“Ayakta kalmaya çalışıyoruz”
Çiftçiyi küstürmesinler diyen Alp, “Çiftçiyi darıltırsak ve asgari ücretle çalışmaya gönderirsek bir daha bu çiftçiyi tarlaya döndüremezsiniz. Hoş, asgari ücretle çalışsın desek, iş de yok. O nedenle ülkemizde tarımı bırakmayacağız. Biz tarım ülkesiyiz. Bu ülkeyi yürüteceksek eğer devlet büyüklerimiz bizi yönlendirecek. Bu canlılara bakılacaksa bizi dört elle ayağa kaldırmaları lazım. Biz tarımcı olarak ayakta kalmaya çalışıyoruz. Bunun yolu da bakanlığımız ve cumhurbaşkanlığımızdan geçiyor” diyerek çözüm bulunmasını istediğini kaydetti.
“İthal ürünle nereye kadar”
Tarımın girdilerinin düşürülmesi lazım diye belirten Alp, “Aksi takdirde ülkemiz için bir yara olacak buna da çare bulamayacağız. Biz bu işi yapmazsak yurt dışından ithal gelecek. Kaç gün ithal ürünler ile idare ederiz, nereye kadar ederiz. Böyle olmaz. Bu devlet yürüyecekse ortak yürüteceğiz. Bu gemiyi batırmayacağız. İlaççı, gübreci ve sektörde kim varsa girdi sağlayan, yüzde yüz zammı unutacak. Bu ülke bizimse ortak bir noktada buluşulmalı. Herkes kar payına göre hareket edecek. Bize bizden başka bakacak yok” şeklinde konuştu.
“Çiftçiler isyan etmez”
Gelecek neslin tarımcı olmak istemediğini vurgulayan Alp, “Kendimden örnek vereceğim iki çocuğum var, ikisi de üniversite mezunu. Gel serayı yap desem bilmezler. Ben öldükten sonra bizim ailede bu iş bitecek. Bu nedenle tarımda çalışanları küstürmeyelim. Biz ne hakimiz, ne memuruz ne bürokratız. Biz eli nasırlı çiftçiyiz, bu tarımı yapmak zorundayız, çünkü başka gelirimiz yok. Biz tarımcılar olarak devlete saygılıyız. İsyan etmeyen bir yapımız var. Bu sene olmazsa diğer sene olur deriz. Devlet büyüklerimiz bizi desteklesinler” ifadelerine yer verdi.
“Tarım yaşanılır duruma gelmeli”
Gençlerin tarıma yönlenmesi için teşvik edilmesi gerektiğini aktaran Alp, “Geçenlerde İspanya’daydım, oradan tarımı ve tarımcıların ne yaptığını sordum. İspanya’da tarım bir yere gelmiş. Bizden modern seraları yok ama Avrupa Birliği olduğu için malının hepsinin yeri var rahat satıyor. En güzel hayatı yaşayan topluluk tarımcılar. Burada yaşanılır bir duruma gelirse tarım, benim yetişen gençliğim tarımdan git desen de gitmez” cümlelerini kullandı.
“Tüketiciyi bezdirmeyeceğiz”
Herkesin bir ortak nokta bulması gerektiğini savunan Alp, “Hırsı bırakalım, herkes kanat edeceği kadar kar payı alsın. Biz de kanat edeceğimiz fiyata satalım, tüketici üzülmesin. Tüketici bitsin istemiyoruz ki. Mesela serada yılda 50 ton domates yetiştirdim diyelim ki, ben evde sadece 25 kilosunu tüketebilirim. Kalanını ne yapacağım? Bu nedenle tüketici bizim için ihtiyaç. Tüketiciyi bezdirmeyeceğiz. Tüketicinin yüzde 70 ‘i asgari ücretle çalışan kesim. Onun için tarımcılar ve devlet olarak bu işi ortak götürmemiz lazım” diye belirtti.
HAZEL BERKALP (ÖZEL)