“Potansiyel zararın farkına varın”

“Potansiyel zararın farkına varın”

ABONE OL
Eylül 4, 2023 13:48
“Potansiyel zararın farkına varın”
4 Eylül 2023
0

BEĞENDİM

ABONE OL
  • Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Bilişim Komisyonu Üyesi ve Bilişim Mağdurları ve Tüketici Derneği (BİLMADER) Başkan Vekili Burç Coşkunkan, “Dezenformasyon içerikli paylaşımların öncelikle kimin paylaşıldığına bakmaksızın bir AI yapay zeka filtresinden geçirilmesi gerektiğini savunuyorum” dedi.
  • Antalya’nın mevcut profilini bilişim temasında masaya yatıran Coşkunkan, vatandaşların sektöre ilişkin başlıklarda yeterli düzeyde bilgi ve donanıma sahip olup olmadığını değerlendirdi. Coşkunkan, “Kullanıcıların önce teknolojinin kendilerine verebileceği potansiyel zararlar konusunda bilinçlenmesi lazım” diye konuştu.

 DÖRT BİR YANIMIZ BİLGİ KİRLİLİĞİ

Türkiye’yi ya da dünyayı ilgilendiren gelişmelerde haber servisi görevini en etkin şekilde yürüten sosyal medya, gündem maddeleri zaman içerisinde değişkenlik gösterse de hayatımızdaki önemini her zaman korumaya devam ediyor. Kullanıcı sayısı her geçen gün artış gösteren, yeni platformların ilave olması ile güncelliğini her şartta korumayı başaran sosyal medya, birçok kesimin sesi olmaya devam ederken, çok sesli ortamların ortak problemi olan bilgi kirliliğine de davetiye çıkarmayı sürdürüyor.

YETERLİ DONANIMA SAHİP OLMAK YETERLİ DEĞİL

Teknoloji kullanımını, insanlara ve topluluklara etkilerini, siyaset ve sosyal medya üzerindeki etkisini, sosyal medyada kullanıcı profillerini ve mevcut potansiyellerini, gündeme ilişkin konuların sosyal medya kullanımı içerisindeki yerini yorumlayan TÜKONFED Bilişim Komisyonu Üyesi ve BİLMADER Başkan Vekili Burç Coşkunkan, Antalya’nın bilişim sektörü ile ilişkisine de ışık tuttu. Coşkunkan, bilişim sektöründe yeterli donanıma sahip olmanın ancak asgari bir koşul oluşturduğunu, olası risklerin tamamının önlenebilir şekilde nitelendirilmesinin yanlış olduğunu savundu.

KİMİN PAYLAŞILDIĞINA BAKILMAKSIZIN…

Konuya ilişkin Akdeniz’de Yeni Yüzyıl Gazetesi’ne konuşan Coşkunkan, sosyal medyada oluşan bilgi kirliliğinin önüne geçmek için yürütülmesi gereken çalışmalar hakkında bilgi verdi. “Dezenformasyon içerikli paylaşımların öncelikle kimin paylaşıldığına bakmaksızın bir AI yapay zeka filtresinden geçirilmesi gerektiğini savunuyorum” diyen Başkan Coşkunkan, “18 Ekim 2022 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan, halk arasında dezenformasyon veya Sosyal Medya Yasası olarak bilinen 5187 sayılı kanundaki değişikliklerin hangi taraf olduğuna bakılmaksızın kullanılmalı” ifadesini kaydetti.

“KAMU DENETİMİ SOSYAL MEDYAYA DİSİPLİN GETİRİR”

Sosyal medyada ‘doğru bilinen yanlışlar’ konusunu elinden geldiğince gündemde tutmaya çalışan güncel platformlarda, doğru bilginin daha etkin şekilde yayılması için çaba gösterilmesi gerektiğini ifade eden Coşkunkan, “Bu tip platformlar, direkt kamu eliyle BTK tarafından oluşturulmalı. Bahsettiğiniz platformlar ne kadar belgelere dayanarak paylaşımların sahte veya doğru olduğunun kanaatine varsa da son kullanıcı kendi görüşüne göre filtreden geçirip bu platformları iktidar yanlısı, terör destekçisi, fonlanmış veya muhalif olarak yaftalayabiliyor. Bu tarz çalışmalar kamu tarafından gerçekleşirse, o zaman tüm görüşteki kullanıcıların saygı duyacağını düşünüyorum” dedi.

“ELEŞTİREL PAYLAŞIMLAR İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE GİRİYOR”

Duygu ve düşüncelerini ifade ederken ‘ya hapse girersem’ korkusu baskılayan kesimin, kendilerini ifade etme noktasında nasıl bir tutum izlemesi gerektiğinde değinen Coşkunkan, “Aslında TCK 301. maddede ifade özgürlüğünün kapsamı çok açık ve anlaşılır bir dilde yazıyor. Karşınızdaki kişiyi, devleti veya devlet kurumunu aşağılamayacak, hakaretlerde bulunmayacak şekilde yapmış olduğunuz eleştirel paylaşımlar ifade özgürlüğüne girmekte ancak; bahsettiğim dezenformasyon yasasının kuralları çerçevesinde gerçekleştirmeye de özen göstermek gerekir. Sosyal medyada ‘ifadeye çağırdılar’ diye gerçekleşen paylaşımlarda da hakaret ve aşağılayıcı ifadeler olmadığı için kişilerin ifadelerinin alınmasına müteakip serbest bırakılıyorlar. Aslında sizin de bahsettiğiniz ‘ya hapse girersem’ gibi düşünceler tamamen korku iklimini yayılmasından dolayıdır” diye konuştu.

“HALKI YAŞANAN NEGATİF OLAYLARI ÇABUK UNUTUR”

Sosyal medya paylaşımlarına bakıldığında çoğunlukla konusu ne olursa olsun mevcut gündem maddesine mağdurun bulunduğu noktadan bakıldığını gözlemlediğimiz haberleri de yorumlayan Coşkunkan, olumsuz durumların yaşandığı dönemlerde olumlu bakış açılarına odaklanarak halkın moral düzeyini yüksek tutmaya yönelik politikalar izlendiğine dikkat çekti. Coşkunkan, “Kamuoyunu ilgilendiren negatif içerikli olaylarda, halkı pozitif tutmak adına tüm dünyada hayatını kaybedenlerden çok kurtulanlar ekranlara getirilir. Sosyal medyada seyrek olarak paylaşılsa dahi gündemi değiştirmek adına farklı paylaşımlar arkası arkasına gelir ve halk maalesef negatif durumları ya göremez ya da çabuk unutur. Medyanın size neyi gösterdiğine göre mağduriyeti siz seçiyorsunuz” şeklinde konuştu.

“YETİŞKİN BİREYLERE TEKNOLOJİ EĞİTİMİ VERİLMELİ”

Sosyal medyayı kullanan kesimlere baktığımızda gençlerin daha sorgulayıcı, orta yaş ve daha üzeri yaştaki bireylerin sorgulama yapmaksızın okuduklarına, izlediklerine hemen inandıklarını yönlendirme yönteminin verimli olmayacağını ifade eden Coşkunkan, “Doğru yönlendirmeden ziyade belli bir yaş üzerindeki kullanıcılara dijital içerikleri nasıl kullanacakları konusunda ücretsiz eğitimler verilmeli. Dikkat ederseniz haberlerde dolandırılan insanların büyük bir çoğunluğu internet ortamında dolandırılan orta yaş üzeri kullanıcılardır ki bunu engellemek için kurduğumuz Bilişim Mağdurları Derneğimizde de en çok başvuru bu yaşlardan gelmektedir. Çünkü yaşlı dede ve teyzelerimiz maalesef sosyal medyada her gördüğüne ve duyduğuna inanıyorlar” ifadelerine yer verdi.

“PAYLAŞILAN İÇERİKLERE ŞÜPHE İLE YAKLAŞIN”

Gerçek paylaşımlarla, kurgu-montaj gibi tanımlamalarla tabir edeceğimiz paylaşımları ayırt etmek için sosyal medya kullanıcılarının nelere dikkat etmesi gerektiğine değinen Coşkunkan, “Öncelikle paylaşılan içerikten şüphe etmemiz lazım. Objektif olarak şüphe ile yaklaşıyorsak o zaman doğru bir analiz yapma şansımız olur. İçeriğin araştırılması için araç kullanmak istersek www.tineye.com isimli internet sitesi çok işinize yarayacaktır. Fake yani sahte olduğundan şüphelendiğiniz görseli buraya yükleyerek görselin orijinalini ve ilk nerede paylaşıldığını sosyal medyadan arındırılmış şekilde size sunacaktır. Bunun dışında arama motorlarında konuyu araştırıp güvenilir kaynaklardan elde edilen veriler ile kurgu-montaj olduğunu kendi mantığımızca anlayabiliriz” ifadelerini kaydetti.

“SOKAK JARGONU İNSANI YÖNETMEK İSTİYOR”

Günlük hayatta kullanılan dili etkisi altına alarak yeni kavramlar üretilmesini ve iletişim biçimlerinin şekillenmesini sağlayan bir dil türü olarak tanımlanan sosyal medya dilinin özelliklerine de açıklamalarında yer veren Coşkunkan, şöyle konuştu; “Sosyal medyanın kendisi başlı başına evrensel bir dildir. Tıpkı lehçede olduğu gibi onda da bazı jargonlar var. Mesela bilimsel, gezi veya spor ile alakalı paylaşımlar düzgün lehçe olarak kabul edilirse, sahte ve fake paylaşımlar da sosyal medya dilinin sokak jargonu/argosu diyebiliriz. Bu dil insanları kontrol altına tutmak ve içerik üreticilerinin istedikleri doğrultuda yönlendirmek adına sıkça kullanılmakta. Bu dilin maalesef herhangi bir yazılı kuralı bulunmamakla beraber daha çok kültürel örfler çerçevesinde bir takım doğal kuralları bulunmaktadır.”

“SOSYAL MEDYA YASASI, İKTİDAR İÇİN MUTLAK GÜÇTÜR”

Sosyal Medya Yasası’na da konu başlıkları arasında yer veren Coşkunkan, şunları kaydetti; “Dezenformasyon Yasası veya Sosyal Medya Yasası olarak dile getirilen yasa kesinlikle doğru bir yasa ancak, tam anlamı ile herkes için kullanıldığı taktirde amacına ulaşmış olur. Bu yasa doğru kullanılması durumunda sosyal medyada ki çok ciddi deformasyonların önüne geçecektir. Fakat bu yasanın şimdiki veya gelecekteki iktidar sahipleri için de bir güç olarak kullanılabileceğini atlamamamız gerekir.”

“BİLİNÇLİ BİR TEKNOLOJİ KULLANICISI OLMALIYIZ”

Antalya’yı bilişim temasında değerlendirerek, vatandaşların sektöre ilişkin konularda yeterli düzeyde bilgi ve donanıma sahip olup olmadığını ele alan Coşkunkan, şu açıklamalara yer verdi; “Antalya teknolojiyi verimli kullanma konusunda mevcut potansiyeli ‘iyi durumda’ olan şehirlerden biri. Tabii teknolojiyi iyi kullanmak bu konuda ilerleyen sürçlerde yeni bir mağduriyet yaşanmayacağını garanti etmiyor. Teknoloji kullanıcılarının, kendilerine verebilecek potansiyel zararlar konusunda bilinçlenmesi lazım. Bu konuda da Antalya halkını, birçok ilimizle mukayese edersek daha bilinçli olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.”

“YABANCI DİL SORUNU ÇOK ÖNEMLİ BİR KONU”

Ülkeler karması olarak tarif edebileceğimiz Antalya’da dil probleminin hala etkin bir şekilde çözülemediğine değinen Coşkunkan, çeviri programları ile iletişim kurmaya çalışan kesimi yorumladı. Coşkunkan, mevcut bilgi kirlilikleri, hali hazırda azaltılamamışken olası yanlış anlaşılmaların önüne geçilmesi adına atılması gereken adımlara şöyle vurgu yaptı; “Şunu ifade etmeliyim ki bu konu gerçekten çok önem arz ediyor. Platformlar çeviri yaparken her platformda çeviride farklı kelimeler ile karşılaşılabiliyor. Kullanıcıların iki dilde çapraz çeviri kullanmalarını tavsiye ediyorum. Bu yöntem doğrultusunda çeviri yapmanız halinde metnin içeriğini daha doğru anlamanız sağlanacaktır.” Sosyal medya kullanımı sürecinde insanların kategorize edilmesini doğru karşılamadığını ifade eden Coşkunkan, bunun yerine fırsat eşitliği odaklı, daha kaliteli ve eğitime özen gösterilen bir strateji belirlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Duygu TEKİN

 


HIZLI YORUM YAP