2- YANLAR ÜZERİNDE ZİKİR
Yanlar üzerinde zikir, rüku ve secde halinde olur. Ayetin ilgili bölümü şöyledir:
فَإِذَا قَضَيْتُمُ الصَّلَاةَ فَاذْكُرُوا اللَّهَ …. وَعَلَى جُنُوبِكُمْ
“O namazı kılarken Allah’ı… yanlarınız üzerinde iken (zikredin). (Nisa 4/103)
‘Yanlar’ anlamı verilen kelime, ‘cenb = جنب’in çoğulu olan ‘cünub = جنوب’dur. Arapçada çoğul, üç veya daha fazlasını gösterdiğinden insanın yanları, iki kolu ile iki bacağı olur. Çünkü bu sayıya onlardan başkası uygun düşmez. Nitekim kurban bayramı kurbanı ile ilgili olan şu ayette cünub kelimesi, kurbanlık hayvanın kol ve bacakları anlamında kullanılmıştır.
وَالْبُدْنَ جَعَلْنَاهَا لَكُم مِّن شَعَائِرِ اللَّهِ لَكُمْ فِيهَا خَيْرٌ فَاذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَيْهَا صَوَافَّ فَإِذَا وَجَبَتْ جُنُوبُهَا فَكُلُوا مِنْهَا وَأَطْعِمُوا الْقَانِعَ وَالْمُعْتَرَّ كَذَلِكَ سَخَّرْنَاهَا لَكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Size (Muhammed ümmetine[21]) de bedence gelişimini tamamlamış en’amı (koyun, keçi, sığır ve deveyi)[22] Allah’a kulluğun simgelerinden yaptık. Onlarda yararlanacağınız şeyler vardır. Sıra sıra dururlarken üzerlerine Allah’ın adını anın[23]. Cünubu (kol ve bacakları) hareketsiz hale gelince onlardan yiyin, ihtiyacı olana da olmayana da yedirin[24]. Şükredesiniz /Görevlerinizi yerine getiresiniz diye onları bu şekilde sizin hizmetinize verdik.” (Hac 22/36)
Sıra sıra duran kurbanlık hayvanlar üzerine Allah’ın adı, onları yere yatırmadan, göğüs kemiğinin üstündeki boşluğa bıçağı saplayıp atardamar ve toplardamarlarını keserken anılır. Bu durumda hayvan, kesildiğini anlamadan yere yığılıp çırpınmaya başlar. Cünubu yani kol ve bacakları hareketsiz hale gelince etleri, kemiklerinden ayırt edilir.
Kişinin yanları da kol ve bacaklarıdır. Vücut, kol ve bacaklar üzerinde iki şekilde durabilir. Birincis rükuda olur. Dizler ve dirsekler dik tutulur, eller dizlerin üzerine konunca gövde, kol ve bacaklar üzerine gelir ve rüku hali başlar.
İkincisi de secde halinde olur. Secde için önce dizler, sonra eller yere konur. Arkasından alın, iki elin arasına gelecek şekilde yere yerleştirilir. Bu sırada karın bölgesi dizlerden uzak tutularak gövdenin kol ve bacaklar üzerine gelmesi sağlanır ve zikre başlanır.
Rüku ve secdedeki zikirlerle ilgili ayetler şunlardır:
فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظِيمِ
Öyleyse çok büyük olan Rabbinin ismiyle tesbihte bulun! (Vakıa 56/74, 96, Hakka 69/52)
سَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الْأَعْلَى
Rabbinin en yüce adını tesbih et! (A’la 67/1)
Bu ayetler inince Nebimiz, rükuda “sübhane rabbiye’l-azim” secdede “sübhane rabbiy’el-a’lâ” demeyi emrettiği ve secdede kişinin rabbine en yakın konumda olduğunu bildirerek “secdede duayı çoğaltın” dediği rivayet edilmiştir[25].
3- OTURURKEN ZİKİR
Namazda iki türlü oturma vardır, biri iki secde arasında, diğeri de en az dört secdeden sonra yapılır.
Bir rekatlık namazı tarif eden Nisa 104. ayetteki “Allah’ı oturur halde zikredin” (Nisa 4/103). emri, iki secde arasındaki oturma ile ilgilidir. Çünkü düşmanın baskın yapacağı korkusu ile ikiye ayrılan yolcuların birinci kesimine şu emir verilmiştir:
فَإِذَا سَجَدُوا فَلْيَكُونُوا مِنْ وَرَائِكُمْ،
“Secdeyi yaptıklarında derhal etrafınıza dağılsınlar (nöbeti devralsınlar). (Nisa 4/102)
Birinci rekât secde ile biter. Onlar, secdenin hemen arkasından nöbeti devralacakları için “Allah’ı. oturur halde zikredin” (Nisa 4/103) emri, ancak iki secde arasında oturarak yerine getirilebilir. Bu da her rekatta iki secde yapmayı ve secdeler arasında oturup zikirde bulunmayı farz kılar. İki secde arasında Nebimizin, şu zikri yaptığı rivayet olunmuştur:
رَبِّ اغْفِرْ لِي رَبِّ اغْفِرْ لِي
Rabbim beni bağışla! Rabbim beni bağışla![26]
Sonuç olarak Nisa 103. ayet; kıyamda, rükuda, secdelerde ve iki secde arasında Allah’ı zikretmenin yani Allah ile ilgili doğru bilgileri dile getirmenin farz olduğunu gösterir.
Namazda oturma işi, en az dört secdeden sonra yapılır. Bununla ilgili ayetler, ‘Rekat Sayıları’ başlığı altında, ayrıntılı olarak anlatıldı.
Sağımızda ve solumuzda görevli melekler vardır, onlar bizim her şeyimizi kayda geçirirler (Kaf 50/17-18) Melekleri Allah, elçi olarak görevlendirmiş (Fatır 35/1) ve “Elçilere selam olsun” (Saffat 37/181) buyurmuştur. Bu sebeple biz de namazı bitirince sağa ve sola döner, amellerimizi yazan meleklere “es-selamu aleyküm ve rahmetullah” deriz.
SONUÇ
Namaz, Adem aleyhisselamdan beri devam eden ibadettir. ِِUyuya kalma ve unutma dışında mutlaka, vaktinde kılınması gerekir. Sabah namazını iki rekat; öğle, ikindi ve yatsı namazlarını dört rekat, akşam namazını da üç rekat olarak kılmak gerekir. Yolculukta Akşam namazı dışındaki namazlar iki rekattır. Sünnet namazlar olarak bildiğimiz nafile namazları kılmak farz değildir ama kılınması çok iyi olur (Taha 20/130, İnsan 76/26 ).