Kemal ELDEMiRCi

Kemal ELDEMiRCi

27 Nisan 2023 Perşembe

Ucuz et alırken iki kez düşünün

Ucuz et alırken iki kez düşünün
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Antalya Ticaret Borsası Meclis Üyesi Adnan İngeç, hafta içinde gerçekleşen ATB’nin Nisan Ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmayla dikkat çekti. Kilosu 235 TL’ye kesilen dananın kasaba maliyetinin 310 TL olduğunun altını çizen İngeç, bugün piyasada 310 TL’ye satılan etlerin sıkıntılı olduğunu belirtti ve çok ciddi bir uyarıda bulundu.

 

“Açıkçası bunda ya hile hurda vardır ya da satan paraya sıkışmıştır. Çünkü bunun başka bir açıklaması olamaz” diyen İlgeç, yetkilileri ve vatandaşları uyardı.

 

Bu cümleleri söyleyen öyle sade bir vatandaş değil. Bizzat sektörün içinden bir isim. Dolayısıyla yapılan açıklamanın ciddiye alınması gerekiyor.

 

Yani alış veriş yaptığınız her markette sadece “daha ucuz” diye et alırken iki kez düşünmemiz gerekiyor.

 

İngeç, açıklamasında etin kilosuna her hafta 5 TL ile 10 TL arasında zam geldiğini de hatırlatarak, önümüzde Kurban Bayramında fiyatları daha da artmasını beklediklerini kaydetti.

 

Bu demektir ki, orta direk bir vatandaşın kurbanlık alması artık tamamen hayal oldu.

 

Devletin canlı hayvan ithal ederek et fiyatını sübvanse etmesinin sorunu çözmediğini aksine daha da içinden çıkılmaz bir hale getirdiğini vurgulayan İngeç, çözüm önerisinde de bulunuyor.

 

Şöyle diyor İngeç: “Etdeki sübvanseyi yerli üreticiye verselerdi, belki biz bu işi büyük oranda çözmüştük. Devlet olarak, üreticiye artık yemi mi yoksa mazotu mu ucuz verirsin, bir şekilde bir şey yapman lazım. Bir kere de bu sübvanseyi üreticide dene. Hep günü kurtarmak için sübvanse yapıyorsun ama çözüm olmuyor. Aynı kur korumalı mevduatta olduğu gibi. Ama sonuç vermiyor. Bu nereye kadar böyle gidecek? Biz hep aynı şeyleri konuşuyoruz. Biz önümüzdeki ayda aynı şeyi konuşacağız”

 

Bence Adnan İngeç, doğru söylüyor. Hep ithalat yaparak bu iş çözülmez. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Avrupa ne yapıyor? “Önce benim üteticim” diyor.

 

Dolayısıyla biz de önce kendi üreticimizi ayakta tutmaya çalışacağız. Göreceksiniz gerisi kendiliğinden düzelecektir.

 

Devamını Oku

Kırcami’de sabırlar tükendi

Kırcami’de sabırlar tükendi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kırcami Bölgesi Geliştirme Güzelleştirme Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mustafa Ayanoğlu, Yüz Yüze Gazetesi’ne yaptığı açıklamada Kırcami’nin parselasyon planına 2. İdare Mahkemesi’nin ‘Yürütmeyi Durdurma’ verdiğini hatırlatarak, Kırcamililer’in artık beklemekten yorulduğunu, yıllardır siyasetçilere inandıklarını, güvendiklerini

ancak yine başa döndüklerini açıkladı. Ayanoğlu, halkın duygularıyla bu kadar oynamaması gerektiğini de sözlerine ekledi.

 

Kolay değil, Kırcami’nin imar planı yaklaşık 30 yıllık bir konu ve hak sahipleri ciddi anlamda mağdur.

 

Yıllardır çözüm bekleyen bu konu, bu kez tam çözüme ulaşmak üzereydi ki yine bir şeyler oldu ve insanlar yine hayal kırıklığı yaşadılar.

 

Artık bu son olay, Kırcami Bölgesi Geliştirme Güzelleştirme Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Mustafa Ayanoğlu’nu da çileden çıkardı.

 

Bu işin bir şekilde çözülmesi gerektiğini kaydeden Ayanoğlu, artık davaların sonuçlanmasının beklenmemesini ve Şehir Plancıları Odası, Mimarlar Odası ve Mühendisler odası gibi tüm paydaşlarla birlikte bir araya gelinerek birlikte çözüm yolunun bulunmasını istiyor.

 

Bence başkan çok haklı. Yıllardır çözüm bekleyen hak sahipleri artık bunaldı. Karar vericilerin insanları bu kadar mağdur etmeleri, duygularıyla bu kadar oynamaları atık bir son bulmalı.

 

Parti gözetmeksizin, siyasetçilerin tamamının söz birliği etmişçesine verdikleri sözler ne yazık ki uçup gitti. Hepsi karşı tarafı suçlayarak işin içinden çıkmaya çalışıyor.

 

Kırcamili’nin artık sabrı tükendi. İnsanları daha fazla mağdur etmeden birilerinin elini taşın altına elini koyması bu işi çözmesi gerekiyor. Benden söylemesi..

 

 

Devamını Oku

Kaş’a kıymayın efendiler!

Kaş’a kıymayın efendiler!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

800 nüfuslu bir balıkçı kasabası olan ve coğrafi zorunluluktan dolayı ilçe olmuş bir yerleşim yeri olan Kaş, bugün büyük kentlerden kaçıp sakin sahil kasabası arayanların tercih ettiği bir yer haline geldi. Kaş’ın önemli isimlerinden olan çevre gönüllüsü avukat Salim Cengiz, ilçenin coğrafi ve tapoğrafik durumunun ancak 5 bin nüfusun yaşayabileceği bir yapıda olduğunu kaydederek çok ciddi uyarılarda bulundu.

Cengiz, çok haklı. Son yıllarda Kaş inanılmaz derecede büyüdü.

Yine Cengiz’in saptamalarına göre, özellikle Ukrayna-Rusya savaşından dolayı tahminen 3 bin 500 Rus vatandaşı ilçeye geldi ve bir yıldan fazla zamandır burada yaşamaya başladı. Yabancıların gelişiyle ilçede büyük sıkıntı yaşandığını kaydeden Cengiz, olayı şu şekilde özetliyor: “Rusların gelişi nedeniyle ev kiraları aylık 3-4 bin liradan 15 bin, mobilyalı evler aylık 35 bin liraya yükseldi. Bu durum sabit gelirli; asgari ücretli, dar gelirli kiracı kişiler ile ev sahipleri arasında hoş olmayan sorunların doğmasına neden oldu. Ekonomik durumu bu kiralara yetmeyen bir çok kişi ilçeyi terk etti ve yaşam koşulları daha uygun yerlere taşındı. Senelerdir bu kasabasının sıkıntılarını yaşayan ancak ekonomik kalkınmadan, ranttan faydalanamayan kiracılar bu dönem çok büyük bir bedel ödediler ve hala ödemeye devam ediyorlar. Pandemi ve sonrası oluşan ekonomik kriz ve Rus vatandaşlarının gelmesinden sonra ilçe ve civarında arazi, arsa ve yiyecek, içecek ücretleri, hizmet ücretleri Türkiye ortalamasından birkaç misli arttı”

Yani durum bir hayli ciddi. Sorun bununla da bitmiyor.

 

Kiraların çok yükselmesi, pandemiden sonra tatilcilerin doğal ortamda ki villalarda tatil yapmayı tercih etmelerine neden oldu. Böylece, köylerde binlerce villa veya malikane gibi lüks binalar yapılmaya başlandı.

Cengiz, ilçe ve çevresinin büyük bir şantiye alanına dönmesine isyan ediyor ve şöyle diyor: “Eskiden köy nüfus sayısına göre hesaplanarak verilen içme suları binlerce villanın havuzuna ve bahçesine yetmemeye başladı. Yakın zamanda kırsal kesimlerde en büyük sıkıntının susuzluk olacağı gün gibi ortadadır. Köy içme grup suyu olarak siyah kangal borularla köylere verilen bu su kesinlikle lüks binalara yetmeyecek, villa sahipleri ile diğer köylüler arasında su kavgalarına neden olacaktır. ASAT’ın bu konuda bir saptaması ve planı olup olmadığını bilmiyorum. Umuyorum bu konu düşünülmüştür.

İlçe çevresinin doğal güzelliklerinin bugünlere gelmesinin en büyük bedelini bizlerden önce yaşayan Kaşlılar ödemiştir. Senelerce yol, su elektrik olmadan bu coğrafyayı beklemişler tüm yaşam zorluklarına göğüs germişlerdir. Likyalılar döneminden beri yaklaşık 2 bin 500 yıldır kalan tarihi anıtları ve zeytinlikleri bu günlere kadar beklemişlerdir. Bugün o Likya lahit mezarlarının çoğu tahrip edilmiş, yüzlerce dönüm yaşlı ve verimli zeytin ağacı kesilmiş ve odun olarak kullanılmıştır. Bina alanlarına rastlamayan yerlerdeki ağaçlar bile kökünden çıkarılarak yerlerine beton dökülerek ve üzeri modern seramiklerle kaplanarak yok edilmiş adeta geçmiş coğrafyadan intikam alınmıştır.”

 

Bizi en çok üzen bir başka konu da Kaş’ta rant savaşlarının yaşanması. Cengiz bu konuda da çok açık konuşuyor ve ilçenin kontrolsüz büyüdüğü üzerine basarak vurguluyor. Hatta siyasi partilerden, sivil toplum kuruluşlarından bu konuda ayrıntılı bir çalışma yapıldığını duymadığını ve görmediğini de üzülerek belirtiyor.

 

Açıkçası Akdeniz’in incisi olarak bilinen Dünyaca ünlü Kaş’ı artık daha fazla zorlamayalım. Dünya mirası olan bu doğanın betona daha fazla teslim olmasına izin vermeyelim.

Devamını Oku

Altıntaş’a dikkat!

Altıntaş’a dikkat!
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Şaban Tat, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte geçtiğimiz hafta içerisinde, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası 24. Grup Meslek Komitesi’nin düzenlemiş olduğu toplantıda Akdeniz Edaş Genel Müdürü ve yöneticileri, CK Enerji Akdeniz Perakende Genel Müdürü, Elektrikçiler Odası Başkanı ve yönetimiyle bir araya geldi.

Toplantıda Antalya’nın hızla büyüyen ve nüfusu artan bir şehir olduğuna değinilerek, kentin yeni imara açılan bölgelerinden olan Altıntaş’a dikkat çekildi.

Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Şaban Tat, Yüz Yüze Gazetesine yaptığı açıklamada konuyla ilgili önemli uyarılarda bulundu.

Altıntaş bölgesinin çok ciddi anlamda altyapısı tamamlanmadan ruhsata açılan bölge olduğunu ifade eden Tat, “Burada sadece dağıtım şirketinin yapması gerekenler değil, Büyükşehir Belediyesinin de yapması gereken durumlar söz konusu. Biz işte burada kurumları diyaloğa davet ettik. ‘Burada böyle bir sıkıntı var ve buna çözüm bulalım’ dedik. Çözüm bulunması noktasında kurumları sadece dağıtım şirketinden ziyade, Büyükşehir Belediyesinin de bununla ilgili iki kurum arasındaki diyaloğun sağlanması gerektiğini vurguladık. Altıntaş bölgesinde ciddi anlamda tamamlanmış ve iskanını almış binalar mevcut. Ama elektrik altyapısı bulunmadığı için bu binalara enerji vermekte çok büyük güçlükler çekilecek. Dolayısıyla sorun çok daha fazla büyümeden acilen önlem almak gerekiyor. Ancak şunun altını çizeyim, bizim söylemlerimizin hiçbirisi siyasi değil. Biz sadece yaşanan bir gerçeği dile getiriyoruz ve sorunlar daha fazla büyümeden, insanlarımız zarar görmeden çözüm bulunmasını istiyoruz” şeklinde görüşlerini açıkladı.

Malum konu hassas olduğu ve seçim dönemine girildiği için Başkan Tat, biraz konuyu yumuşatmış. Ancak bu elektrik altyapısına yapılması gereken yatırım konusu son derece önemli.

Önümüzde rekor beklenen bir turizm sezonu olduğu da düşünülürse bu kentin bir elektrik kesintisi yaşamayacağının garantisini kim verebilir?

Doğal olarak turizmin başkenti olarak gördüğümüz Antalya’da, yaz aylarında elektrik kesintisi her an yaşanabilir. Bu öyle geçiştirilecek bir konu kesinlikle değil. Bu konuda işi kesinlikle sıkı tutmak gerekiyor. Bizden söylemesi..

 

 

Devamını Oku

Kızının emanetini teslim etti

Kızının emanetini teslim etti
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 

Sizlerle paylaştığım bir önceki yazımda Diş Hekimleri Odası Antalya Şubesi’nin önceki dönem başkanı Hüseyin Tunç ve meslektaşı Taylan Yavuz’un, Türk Diş Hekimleri Birliği organizasyonunda gönüllü olarak gittikleri Hatay’ın Samandağ ilçesinde günde yaklaşık 100’e yakın depremzedenin ücretsiz diş tedavisini gerçekleştirdiğini aktarmıştım.

 

Bu kez de diş hekimi Hüseyin Tunç’un Hatay’a gitmeden önce kızıyla vedalaşmasını ve kızının oyuncak bebeğini depremzede bir kıza hediye etmesini aktarmak istiyorum.

Hatay’ın Samandağ ilçesinde 1 hafta konteynerde kalarak hastaların tedavisini gerçekleştiren Tunç, sosyal medya hesabından kızının isteğini şu duygusal paylaşımı yaparak aktardı:

 

“Canım kızım Zeynebime , Hatay Samandağ’a gönüllü diş hekimi olarak gideceğimi söylediğimde ağlayarak “olmaz” demişti.

Oturup yarım saat kendisi ile konuştum.

Zeynebim daha 5 yaşında ama o bile yaşadığımız bu deprem felaketinin farkındaydı.

Ona amcaların, teyzelerin dişlerinin ağrıdığını ve onların bu ağrılarını benim iyileştirmem gerektiğini anlattım…

Ama o yine de ağlayarak “olmaz” dedi.

Bu sefer ona çocukların, kendisi gibi çocukların ve abilerin dişlerinin de ağrıdığını ve bu ağrılarından dolayı yemek yiyemediklerini anlattım.

Bu sefer ağlamayı kesti ama iç çeke çeke “tamam baba” deyip fırlayıp odasına gitti.

Geri döndüğünde en çok sevdiği oyuncak bebeği elindeydi.

Ve bana bu bebeği, tedavisini yapacağım bir kardeşe vermemi istedi.

Canım kızım, emanetini büyük bir gururla ve onurla bir kardeşine teslim ettim.”

 

Devamını Oku