Abaküs hesabı kurtarmıyor

Abaküs hesabı kurtarmıyor

ABONE OL
Eylül 15, 2023 17:28
Abaküs hesabı kurtarmıyor
15 Eylül 2023
0

BEĞENDİM

ABONE OL
  • Emekçi Kadınlar Derneği Başkanı Suna Ülger, 2023-2024 eğitim öğretim yılının ilk ders zilini çalması nedeniyle var olan sorumlulukları artan emektar kadınların sorunlarını gündemine aldı.
  • Ekonomik koşulların büyük sıkıntıları işaret ettiğini hatırlatan Başkan Ülger, çocuğu ya da çocukları okula yeni başlayan kadınların, alamadığı her okul malzemesinin ezikliğini ve üzüntüsünü yaşadığına vurgu yaptı.

**

Tüketici Konfederasyonu’na (TÜKONFED) bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren Emekçi Kadınlar Derneği, emeğin bulunduğu her ortamda varlığını hatırlatan tüm kadınlarımızın sesi olmaya devam ediyor. Suna Ülger’in başkanlık koltuğunda oturduğu derneğin son gündem konusu ise 2023-2024 eğitim öğretim yılının start almasıyla okul alışverişi telaşına düşen ebeveynler oldu. Başta kırtasiye malzemeleri olmak üzere okul ihtiyaçları için dükkân dükkân gezmek zorunda kalan ebeveynler hem Sağlık Bakanlığı onaylı hem uygun fiyatlı ürün bulma konusunda zorlanınca belirli bir kesim 2. el kırtasiye malzemelerine yöneldi.

“BEDENSEL VE DÜŞÜNSEL ETKİLER HASTALIĞA DÖNÜŞÜYOR”

Oluşan tabloyu yorumlayan Emekçi Kadınlar Derneği Başkanı Suna Ülger, durumun emektar anneler üzerinde derin etkiler bıraktığına dikkat çekti. “Malum ekonomik kriz nedeniyle beslenme çantasına bir şey koyamayan, dolduramadığı her beslenme çantası için bunun ezikliğini, üzüntüsünü yaşayan kadınlarımız bulunuyor” diyen Başkan Ülger, kadınların kendilerini ‘maddi ve manevi yetersiz’ şekilde konumlandırdığı durumdan hem bedensel hem düşünsel olarak etkilenen, bunun sonucunda rahatsızlık yaşayan çok sayıda kadın olduğunu ifade etti.

“EKONOMİK SIKINTILAR OMUZLARA YÜK BİNDİRİYOR”

İster aktif olarak çalışsın ister ev hanımı olsun tüm kadınların ‘emektar’ olduğunu ifade eden Başkan Ülger, “Günümüzde zaten çalışan olsun olmasın hepsi emekçi kadın. İster özel sektörde çalışsın ister kamu alanında faaliyet göstersin ister sektöründe bir profesyonel olsun tüm bunların haricinde tüm ev kadınlarımız, tarım sektöründeki tüm kadınlarımız da emek sahibi. Hepsi ayrı ayrı çocuklarının gelecekleri için çaba sarf ediyor. Kendileri hem çaba sarf eden hem hayatlarını idame ettirebilmek için bir şekilde çalışmak zorunda olan kadınlarımız. Zaten zorlu şartlarda çalışan kadınlarımızın omuzlarına en büyük yükü ekonomik sıkıntılar bindiriyor. Özellikle okul çağında çocuğu olan annelerimiz yani emekçi kadınlarımız için şu anda en büyük sıkıntıyı kırtasiye malzemelerini ve benzeri zorunlu giderleri karşılayamamış olmanın verdiği üzüntü ve eziklik oluşturuyor” dedi.

“DEVLETİMİZ BESLENME ÇANTALARINI DOLDURSUN”

Ekonomik koşulların iyileştirilmesi ve ailelerin çocuklara maddi ve manevi anlamda görevlerini eksiksiz bir şekilde yerine getirebilmeleri adına Milli Eğitim Bakanlığı’na, devlet büyüklerine çok büyük görevler düştüğünü hatırlatan Başkan Ülger, “Çünkü düşünsel sıkıntılar, belirli bir zaman dilimi sonrası bedensel sorunları da beraberinde getiriyor. Bu anlamda hiç olmazsa okul çağındaki çocuklarımızın beslenmeleri konusunda devletimizden, resmi kurumlarımızdan genel veya yerel olarak mutlaka destek olunması gerekmektedir. Kadınlar ancak bu şekilde rahat edebilir. Her şeyi eşlerden ve ebeveynlerden beklemek de bir yere kadar. Ailenin ekonomik gücünün yetmediği yerde genel yönetimler ve yerel yönetimler gerekli desteği sağlamak zorundadır. Kadınlarımızın sırtındaki kambur ancak bu sayede bir nebze olsun azalabilir” diye konuştu.

“SORUMLULULUĞU ANNEYE YIKMAYIN”

Toplumun kendisine biçtiği rollere göre görevleri değişen kadınların, okulların açılması ile artan sorumluluklarının pay edilmesi hususunda babalara da büyük görev düştüğünü hatırlatan Başkan Ülger, “Belli noktalara kadar yetiştirilebilir şeyler olmakla beraber kadınların maliyet açısından yıprandığını ve desteğe ihtiyaç duyduklarını göz ardı etmemek gerekiyor. Bunlar nedir? Kadın her yerde kadın. İşte kadın, tarlada kadın, bahçede kadın, evde kadın, okulda kadın.. Ancak bu kadınlarımızın yanında erkeklerimizin desteğini yeterince göremiyoruz. Çocuğun ödevlerini, okula gidiş ve okuldan dönüş saatlerini, servis saatlerini kontrol etmek sanki sadece annelerin, kadınların göreviymiş gibi düşünülüyor. Oysa çalışan babalar dahi olsa iş saatlerinde çocuklarına ilişkin belirli saatleri göz önünde bulundurmalı. Çocuğun derse giriş, dersten çıkış, ödevlerin yapılması noktasında gerekli desteği vermek de babaların sorumluluğu arasındadır. Nikah masasına oturduğumuzda, ‘hayat müşterek’ diyorsak sorunlar da ortak şekilde hareket edilerek aşılabilir. Dolayısı ile en az anneler kadar babaların da bu konuda yükümlülükleri var. Bir gün anne çocuklarını derslerine çalıştırıyorsa ertesi gün baba çalıştırabilir. Bir gün anne, okul servisini bekliyorsa-anne de çalışan bir kadın olduğu için-servisi ertesi gün baba bekleyebilir. Bunlar ancak kadının yükünü hafiflemek adına olan faaliyetlerdir. Kısacası ‘babalardan ve eşlerden yana olan beklentilerimiz’ şeklinde tanımlayabiliriz” şeklinde konuştu.

“EŞ OLARAK DEĞİL EŞİTİNİZ OLARAK GÖRÜN”

Sadece ailenin ihtiyaç duyduğu maddi desteği sağlayarak babalık vazifesinin tamamlanmayacağını kaydeden Başkan Ülger, eğitimin konusunun 3 önemli sac ayağını oluşturan çocuk, aile ve okul üçgenine dikkat çekti. Mevcut yapılanmanın sağlıklı bir şekilde hayat bulması için önce ailenin kendi içerisindeki dinamiklerinin sağlam olması gerektiğine işaret eden Başkan Ülger, “Bu noktada söylenebilecek çok şey var. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Sağlam nesiller, ancak sağlam aile bireyleri tarafından oluşturulur. Eğer ailede çiftler, sağlıklı bir ilişki içerisinde değilse birbirini gerçekten eş olarak değil de eşiti olarak gördüğü zaman söz konusu sorunlar çözülebilir. Babaların, ‘Ben çocuk sahibi oldum. Eve parayı da getirdim’ şeklindeki bakış açısı aile için maalesef yeterli değildir. Eşlerden birisi ev emekçisi bir kadınsa bu sorun hat safhaya çıkacaktır. Bunun için yerel yönetimlerimizin, aile danışmanlık merkezleri olduğu gibi genel yönetimlerimizin Sağlık Bakanlığı’nın, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın aile danışmanlık merkezlerinden en verimli şekilde faydalanmak gerekmektedir. Ancak bunun öncesinde aile danışmanlık merkezlerinin tanıtımlarının, reklamlarının, bilgilendirmelerinin çok iyi bir şekilde yapılması gerekmektedir” ifadelerini kaydetti.

“İLK ÖNCE REHBERLİK SERVİSLERİNİN KAPISINI ÇALIN”

Aile bireylerinin her dönemde psikolojik desteğe, aile desteğine, aile terapisine ihtiyacı olduğunun altını çizen Başkan Ülger, şöyle devam etti; “Çocuk, aile ve okul üçgeninde ihtiyaç duyulan noktalardan birisinin olmaması halinde üzerine konulacak her yapı bir gün mutlaka yıkılır. Ne yaparsanız yapın, denge korunmak zorunda. Aile, okul ve birey her zaman dengeyi korumak zorunda. Üç maddeden birinde sorun olduğunda sağlıklı bir nesil yetiştirmek, sağlıklı bir ortamdan söz etmek mümkün değildir. Herhangi bir eksiklik gözlenmesi halinde vakit kaybetmeden eğitim görülen okulun rehberlik servislerine gerekli müracaatların yapılması gerekmektedir. Rehberlik öğretmenlerimiz bu konuda gerekli desteği sağlamaktadır. Aile içerisinde bir pürüz varsa sorunlar öncelikle çocuğa yansıyacağı için ilk aşamada aile danışmanlığından ziyade rehberlik servislerinden yararlanmak daha faydalı olacaktır. Öncelikle aile bireylerinin tespit edilmesi adına, okullarımızdaki rehberlik servislerine ilk görev düşüyor. Daha sonra rehberlik servisinin yönlendirilmesi doğrultusunda aile danışmanlık merkezlerinden yararlanılmalıdır. Ailelerimizin sağlam, tam ve bütün olabilmeleri için aile danışmanlık merkezlerinden ikincil olarak destek almaları da çok mümkün. Her aşamada, kadın-erkek ilişkilerinde, anne-baba ilişkilerinde, ebeveyn ilişkilerinde her bireyi ayrı bir şahsiyet olarak düşünmek durumundayız. Karşımızdaki kişiyi sadece eş olarak görmemeliyiz. Biz ne zaman kadını eşitimiz olarak düşünürsek, çok daha sağlıklı bireyler yetişecek, çok daha sağlıklı ailelerin temelleri atılacak, bu sayede çok daha sağlıklı toplumlar meydana gelecektir. Bunu hiçbir zaman unutmamamız lazım.”

Duygu TEKİN

 


HIZLI YORUM YAP